top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıAv. Faruk Tekdemir

Çekte Keşideci İmzasının Sahte Olması Halinde Cirantaların Durumu

İmzaların istiklali prensibi gereğince: çek üzerindeki ciro silsilesinin tam olduğu, kopukluk bulunmadığı ve meşru bir çek muhtevasına havi olduğu durumlarında, cirolar arasındaki zincirleme bağlılığın gözlemlenmesi sadece dış görünüm bakımından yapılır. Başka bir anlatımla, ciro silsilesinin (zincirinin) muntazam bir şekilde birbirini takip edip etmediğini incelerken dış görünüşü incelemek yeterli olup, cirantalardan birinin imzasının sahte olması veya keşideci sıfatıyla senedi imzalayan şahsın imza yetkisinden yoksun olması ciro zincirini etkilemez. TTK.`nun 730/3. maddesi göndermesi ile çekler hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun`un 589. maddesinde "Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kimselerin imzasını, sahte imzaları, mevhum şahısların imzalarını yahut imzalayan veya namlarına imzalanmış olan şahısların herhangi bir sebep dolayısı ile ilzam etmeyen imzaları taşırsa, diğer imzaların sıhhatine bu yüzden halel gelmez" hükmü getirilmiştir. Bu nedenle ciranta kendi imzasını inkar etmediğine göre çek bedelini ödemekle yükümlü olup, keşideci imzasının geçerli olmadığı yolundaki itirazı dinlenemez. İmza sahte bile olsa ciranta olan borçlu kendi imzasından sorumludur. TTK`nun 692/6. maddesi ve fıkrasında aynen "çeki çeken kimsenin (keşidecinin) imzasını" zorunlu kılmıştır. Anılan maddede sadece imzadan söz edilmiş keşideci adının yazılması ve imzanın adı yazılı kişiye ait olması koşul olarak kabul edilmemiştir. Bu nedenle çekle keşide imzasının bulunması yeterli olup bu imzanın keşideciye ait olup olmaması, TTK.`nun 730/3. maddesi göndermesi ile çekler hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun`un 590. maddesinde "Temsile salahiyetli olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kimse o poliçeden dolayı bizzat mesul olur" hükmü de dikkate alındığında çek vasfına etkili olmaz.


Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/26931 E. 2015/983 K. 19.01.2015 T.: "Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda keşideci imzasının borçlu......'a ait olmadığı, lehtarın imzasının ise borçlu ...'a ait olduğu belirtilmiştir.

TTK'nun 778. maddesinin (Eski TTK 690) göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanan aynı Kanun'un 677. maddesinde (eski TTK 589); "Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez." hükmü yer almaktadır.

Buna göre keşideci tarafından atılan imzanın keşideci tarafa ait olmaması, imzaların istiklali ilkesi gereğince senet metnindeki diğer imzaların geçerliliğini etkilemeyecek, senet metninde imzaları bulunanların bu imzalardan sorumluluğu devam edecektir.

O halde yukarda açıklanan ilke ve hükümler uyarınca davacı ... (Lehtar) yönünden istemin reddine karar verilmesi gerekirken, lehtar yönünden de yazılı şekilde takibin durdurulmasına karar verilmesi isabetsizdir."


Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2013/31051 E. 2013/37220 K. 25.11.2013 T.: "Sahte imza bir başkasının imzasının taklit edilmesi hali olup; takip tarihi itibariyle yürürlükte olan 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 589. maddesi hükmüne göre; “Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kimselerin imzasını,sahte imzaları, mevhum şahısların imzalarını yahut imzalayan veya namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi bir sebep dolayısıyla ilzam etmeyen imzaları taşırsa, diğer imzaların sıhhatine bu yüzden halel gelmez”. Ticari senetteki geçersiz imza sadece kendisi yönünden hükümsüzlük sonucu doğurur. Senetteki her imza diğerlerinden bağımsız olarak sadece imza sahibini bağlar. İmzaların bağımsızlığı ilkesi, poliçeye atılı her geçerli imzanın (keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzaların sahiplerinin sorumlu tutulmamasına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar. Geçersiz bir imza sahibini bağlamaz ise de, ciro zincirini de koparmaz.

Somut olayda, takibe konu çekin unsurlarının tam olduğu ve süresinde bankaya ibraz edildiğine göre bu çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus genel haciz yoluyla takip yapılması mümkündür. Öte yandan, takibe konu çekte ciranta olan borçlu, keşideci borçlu şirketin imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamaz, keşideci imzasının geçersiz olması sadece sahibi yönünden bir sonuç doğurur."


Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/29918 E. 2016/10773 K. 12.04.2016 T.: "Alacaklının senette düzenleyen (keşideci) konumunda olan borçlu ....... yönünden yapmış olduğu temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi;

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu`nun 677. maddesi hükmü gereğince; “Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez.”

Anılan hükme göre, ticari senetteki geçersiz imza sadece kendisi yönünden hükümsüzlük sonucu doğurur. Senetteki her imza diğerlerinden bağımsız olarak sadece imza sahibini bağlar. İmzaların bağımsızlığı ilkesi, poliçeye atılı her geçerli imzanın (keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzaların sahiplerinin sorumlu tutulmamasına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar. Geçersiz bir imza sahibini bağlamaz ise de, ciro zincirini de koparmaz.

Poliçeler bakımından getirilmiş olan bu ilke 6102 sayılı TTK`nun 778/2-d maddesi yollamasıyla bonolar hakkında da uygulanır."


Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2009/19139 E. 2010/172 K. 12.01.2010 T.: "TTK'nun 690. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 589. maddesinde; "Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kimselerin imzasını, sahte imzalan, mevhum şahısların imzalarını yahut imzalayan ve namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi bir sebep dolayısıyla ilzam etmeyen imzaları taşırsa, diğer imzaların sıhhatine halel gelmez", yine aynı maddenin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken TTK'nun 598. maddesinde; "Bir poliçeyi elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa dahi kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde selahiyetli hamil sayılır" hükümleri yer almaktadır. Kambiyo takibi yapabilmek için selahiyetli hamil olmak yeterli olup haklı hamil olmak şart değildir.

Somut olayda keşideci konumundaki muteriz S...Day. Tük. Mal. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. kendi imzasına itiraz etmemiştir. Bonoyu tanzim eden keşidecinin lehtarın ciro imzasına itiraz hakkı yoktur. Ciro imzasının lehdara ait olmaması da, yukarıda açıklanan yasa hükümleri karşısında, yetkili hamil olan alacaklının, imzasına itiraz etmeyen keşideci hakkında takip yapmasına engel teşkil etmez. Bu nedenle keşideci borçlunun, lehtarın ciro imzasının geçersiz olduğunu belirterek ciro silsilesinde kopukluk olduğundan bahisle ileri sürdüğü şikayetin reddi gerekirken, lehtarın cirosunun geçersizliğine yönelik şikayetin kabulü ile borçlu S...Day. Tük. Mal. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesi isabetsizdir."


Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2013/30217 E. 2013/37811 K. 28.11.2013 T.: "TTK.nun 778. maddesinin (Eski TTK 690) göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanan aynı kanunun 677. maddesinde (eski TTK 589); "Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez." hükmü yer almaktadır."

Borçlu , takip dayanağı bonoda aval veren konumunda olup, alınan bilirkişi raporları uyarınca imzanın eli ürünü olduğu tespit edilmiştir. İmzaların istiklali ilkesi gereği aval veren, imzası nedeni ile sorumludur. Avalistin sorumluluğu ancak kambiyo senedinde şekle dair bir eksiklik olması halinde ortadan kalkar. Somut olayda, takibe konu bono şeklen geçerli olup, imzanın keşideciye ait olmaması ya da tespit edilememesi hali aval vereni sorumluluktan kurtarmaz."

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2004/20680 E. 2004/25278 K. 07.12.2004 T.:"Yasal düzenleme gereği olarak imza sahte olsa bile ciranta olan borçlu kendi imzasından sorumlu olmaktadır. Bu bağlamda Türk Ticaret Yasası'nın 692/6'ncı maddesi uyarınca çeki çeken kimsenin (keşidecinin) imzasını zorunlu kılmıştır. Anılan maddede sadece imzadan söz edilmiş, keşideci adının yazılması ve imzanın adı yazılı kişiye ait olması koşul olarak kabul edilmemiştir. Bu nedenle çekte keşideci imzasının bulunması yeterli olup bu imzanın keşideciye ait olup olmaması Türk Ticaret Yasası'nın 730/3 maddesi göndermesi ile çekler hakkında da uygulanması gereken aynı yasanın 590'ıncı maddesinde "Temsile selahiyetli olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imza koyan kimse o poliçeden dolayı bizzat mesul olur" hükmü de dikkate alındığında çek vasfına etkili olmayacağı hususu dikkate alınmalıdır. Tüm bu açıklamalar ışığında kendi imzasını inkar etmeyen veya edemeyen ciranta çek bedelini ödemekle yükümlüdür. Keşidecinin imzası sahte olsa bile ciranta olan borçlu kendi imzasından sorumludur. Bu nedenle ciranta salt çekteki imzanın sahte olduğunu ileri sürerek borcundan kurtulamaz."


Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2004/7944 E. 2005/2021 K. 01.3.2005 T.: "Davacı vekili, müvekkili lehine düzenlenen çekin çalındığını, bu durumun keşideci tarafından da bankaya bildirildiğini, davalılarla müvekkili arasında hiçbir ticari ilişkinin bulunmadığını, haksız icra takibine girişildiğini ileri sürmüş ve müvekkilinin borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İcra takibine girişen davalı-hamil Y. vekili, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu, müvekkili ile davacı birinci ciranta arasında temel ilişki bulunmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Diğer davalılar duruşmalara katılmadığı gibi cevap dilekçesi de vermemiştir. Mahkemece çekin davacının eline ticari teamüllere uygun bir ciro silsilesi ile geçtiği, iyi niyetinin korunması gerektiği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu çeklerde birinci ciranta sıfatı ile imzası bulunan davacı, bu imzanın kendisine ait olmadığını bildirerek sahtecilik iddiasında bulunmuştur. TTK'nun 730/3. maddesi yollamasıyla çeklerde de uygulanması gereken 589. maddesi uyarınca sahte imza sebebi ile çekteki diğer İmzaların sıhhatine halel gelmez ise de, sahte imzanın atfedildiği kişinin sorumluluğundan söz edilemez."



13 görüntüleme0 yorum

コメント


bottom of page