top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıAv. Faruk Tekdemir

Yabancı Mahkeme Kararlarının Tenfizinde Öncelikli Koşul:Kesinleşmiş Bir İlamın Bulunması Gerekliliği

Yabancı mahkeme kararlarının tenfizi koşulları 29.11.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5718 sayılı kanunun 50 ila 57 maddelerinde düzenlenmiştir. Yabancı bir mahkeme kararının tenfiz edilebilmesi için öncelikle ortada bir mahkeme kararının bulunması ve bu kararın usulünce kesinleşmiş olması gerekmektedir. Yabancı mahkeme kararlarının tenfizine ilişkin koşulları düzenleyen 5718 Sayılı Kanunu'nun 54/c maddesi yabancı ilamın kamu düzenine "açıkça" aykırı olmamasını da bir tenfiz engeli olarak getirmiştir. 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un "Tenfiz şartları" Kenar başlıklı 54. Maddesinde: Yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dahilinde verir:


a) Türkiye Cumhuriyeti ile ilamın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiili uygulamanın bulunması.


b) İlamın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilamın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı halde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması.


c) Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması.


ç) O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması.

Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu(MÖHUK)'nun 50. maddesine göre "Yabancı Mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye'de icra edilebilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır." Bu nedenle, tenfiz kararı verilebilmesi için öncelikle yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin verilen kesinleşmiş bir ilamın bulunması gerekir.


Konuya ilişkin Aşağıdaki Yargıtay Kararlarını incelemenizi tavsiye ederim.


Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/2857 E. 2012/11052 K. sayılı ilamı: "Milletler Arası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 50'nci maddesine göre, "Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır." Bu nedenle tenfiz kararı verilebilmesi için öncelikle yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin verilen kesinleşmiş bir ilamın bulunması gerekir. Somut olayda ise tenfiz isteyen tarafça Padova Asliye Hukuk Mahkemesine alacağın varlığını gösteren belgelerle başvurulmuş, mahkeme hâkimi tarafından davalıya ödeme emri çıkarılarak 60 gün içinde itirazda bulunmaması hâlinde ödeme emrinin sonuç kısmında belirtilen alacak miktarı ve yargılama giderleri ile sair ferilerinin kesin olarak cebri icraya konulacağı ihtar edilmiştir. Tenfiz istemi de ödeme emrine rağmen 60 gün içinde itirazda bulunulmaması nedeniyle hakimlikçe çıkarılan ödeme emrinin kesinleştiği iddiasına dayanmaktadır. Açıklanan bu usul çerçevesinde Padova Asliye Hukuk ödeme emrinin kesinleşmiş olması, bu kararı teknik anlamda tenfizi kabil bir karar olarak nitelendirmeye yeterli değildir. Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır." Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2015/12151 E. 2015/15211 K. sayılı ilamı: "Mahkemece, toplanan delillere göre, tenfiz kararı verilebilmesi için ortada ilam mahiyetinde bir yabancı mahkeme kararının var olması gerektiği, davacının tenfizini istediği “M. Genel Mahkemesi Telematik Ödeme Emri” başlıklı belgenin bir ilam mahiyetinde olmadığı, zira kararın muhtevası ve başvuru tarihinde derhal verilmiş olmasının bir yargılama sonucu verilmiş karar niteliğinde olmadığını gösterdiği, karar sonucunda hakimin belli bir meblağın ödenmesini emrettiği ve tebliğden itibaren 60 gün içinde itirazda bulunulmadığı takdirde davacının cebri icra yoluna başvurma hakkı olduğu konusunda borçlunun da uyarıldığı, nitekim borçluya ödeme emrinin ilan edildiği ve itirazda bulunulmadığının belirtildiği, bu hususun da infazı istenen belgelerin ilam mahiyetinde olmadığını gösterdiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ( ONANMASINA )," Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesinin 2007/4557 E. 2007/10147 K. sayılı ilamı: "Mahkemece yapılan yargılama sonunda yabancı mahkeme kararlarının tenfizinin MÖHUK-34-42. maddelerinde düzenlendiği, Kanunun 34/1 maddesi uyarınca tcnfize konu olan karardan, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin ilam niteliğindeki kararların anlaşılması gerektiği, ayrıca bu kararların, ilgili devlet kanunlarına göre kesinleşmiş ilam niteliğinde bulunması gerektiği, somut olayda tenfizi istenen kararın ilam niteliğinde bir belge olmayıp, ilamsız ihbara bağımlı olarak verilmiş bir icra kararı olduğu, kararın Münih Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilmiş bulunmasına rağmen ilam niteliğinde bulunmadığından tenfizinin de mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA," Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesinin 2018/96 E. 2018/4151 K. sayılı ilamı: "Davacı vekili, İtalya Devleti Milano Mahkemesi Legano Bölümü’nün 21.12.2009 tarihinde verdiği 1247/09 sayılı kararı ile davalı şirketin müvekkiline KDV dahil 1.791.786,71 EURO bedelindeki faturaya konu borcunu ödemesine hükmettiğini, bu kararın MÖHUK. madde 54 uyarınca tenfiz şartlarını taşıdığını iddia ederek, yukarıda anılan yabancı mahkeme kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, kararın ödeme emri vasfında olduğunu, dolayısıyla ilam niteliği bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece 15.04.2014 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine hükmün Dairemizin 03.06.2015 gün, 2014/11048 E.-2015/8209 K. sayılı ilamı ile usulden bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararının İtalyan Usul Hukuk hükümlerine göre kesinleşen ilam niteliğinde bir mahkeme kararı olduğu ve MÖHUK hükümleri uyarınca tenfiz şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuk Hakkında Kanun madde 50 uyarınca, “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.” Bu sebeple tenfiz kararı verilebilmesi için öncelikle yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin verilen kesinleşmiş bir ilamın bulunması gerekir. Somut olayda ise tenfiz isteyen tarafça mahkemeye alacağın varlığını gösteren belgelerle başvurulmuş, Milano Genel Mahkemesi Legnano Bölümü hâkimi tarafından davalıya ödeme emri çıkartılarak, altmış gün içinde itirazda bulunulabileceği ihtar edilmiştir. Tenfiz istemi de ödeme emrine rağmen altmış gün içinde itirazda bulunulmaması nedeniyle hâkimlikçe çıkarılan ödeme emrinin kesinleştiği yönündeki iddiaya dayanmaktadır. Açıklanan bu kapsamda Milano Genel Mahkemesi Legnano Bölümü hâkimliğince çıkarılan ödeme emrinin kesinleşmiş olması, bu kararı teknik anlamda tenfizi kabil (yargılama sonucu verilmiş) bir ilam olarak nitelendirmeye yeterli değildir. Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA,"


18 görüntüleme2 yorum

2 Comments


FARUK TEKDEMİR
FARUK TEKDEMİR
Apr 10, 2020

Emre bey merhaba, iletişim sayfamızda yazılı adres ve telefon bilgilerinden ulaşabilirsiniz.

Like

Emre Yilmaz
Emre Yilmaz
Apr 09, 2020

Faruk Bey Merhaba, Paylaştığınız Yargıtay Kararları çok işime yaradı.Sizlere nasıl ulaşabilirim ? Şimdiden çok teşekkür ederim.

Like
bottom of page