top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıAv. Faruk Tekdemir

Hamilin Kötüniyetli ve İktisabında Ağır Kusurlu Olduğunun Kesin Delillerle Kanıtlanması Gerekir

Çeki düzgün bir ciro silsilesi ile iktisap eden iyi niyetli yetkili hamil alacaklının kendinden önceki ciranta hariç diğer cirantalar ile ilgili araştırma yapıp ciro zincirini kontrol etme imkanı yoktur. Mevcut alacağına karşılık aldığı çekteki kaşe ve imzaların sahte olup olmadığını da araştırması beklenemez. Kıymetli evrakın "mücerretlik" ilkesinin gereğince zayi olan çeke yönelik olarak borçlu bulunmadıklarının tespiti talebiyle açılan davalarda ispat yükü davacıda olup, davacının çekin yetkili hamili olduğu ile rızası hilafına elinden çıktığını ispatlaması yanında, senedi elinde bulunduran şahsın kötüniyetli ve iktisabında ağır kusurlu olduğunu da KESİN VE İNANDIRICI delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Bir başka deyişle, TAKDİRİ delillerle senedi elinde bulunduran şahsın kötüniyetli ve iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispatlaması kabul edilemez. Nitekim; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/10768 E. 2014/20288 K. 23.12.2014 T. "Dava, 6102 sayılı yasanın 792. maddesine dayalı istirdat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Çek üzerindeki ciro silsilesi tam olup, davalının yetkili hamil olduğu anlaşılmaktadır. Anılan yasa maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde belirtilmektedir. Bu madde hükmüne göre, davalının çeki edinme nedenini kanıtlama yükümlülüğü yoktur. Davalının çekin rıza dışında elden çıktığını bilmesi veya bilebilecek durumda olması gerekir. Çekin rıza dışı elden çıkması halinde ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının iddiasını kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Davalının dava konusu çeki davacıya yönelik soygun eyleminden sonra iktisap etmiş olması ve defter kaydının bulunmaması davalının cirantası ile ticari ilişkisi bulunmadığını ve davalının çeki iktisapta ağır kusurlu olduğunu göstermemektedir." Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2010/6075 E. 2011/16057 K. 29.11.2011 T. "Ancak, TTK'nın 704. maddesinde “Çek herhangi bir suretle hamilinin elinden çıkmış bulunursa - ister hamiline yazılı bir çek bahis mevzuu olsun, ister ciro suretiyle nakledilebilen bir çek bahis mevzuu olup da hamil hakkını 702. maddeye göre ispat etsin çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle mükellef olduğu öngörülmüştür. Belirtilen kanun hükmü uyarınca davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu kanıtlaması yanında, yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekip, çeki elinde bulunduran davalı hamil, çeki edinme nedenini kanıtlamakla yükümlü değildir. Aksi halin kabulü kıymetli evrakın “mücerretlik” ilkesini ortadan kaldırır. Zayi olan çekin istirdadı talebiyle açılan işbu davada ispat yükü davacıda olup, davacının senedin rızası hilafına elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran şahsın kötüniyetli ve iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir. Mahkemece ispat yükü davacıda olduğu halde davalının iktisap sebebini ispat edemediğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir." Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/5455 E. 2014/14238 K. 22.09.2014 T: "Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı TTK'nun 704. (6102 Sayılı TTK'nun 792. maddesi) maddesine göre, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil, ancak kötüniyetle iktisap etmiş olması veya iktisapta ağır bir kusurunun bulunması halinde yetkili hamil sayılmaması ve çeki iade ile yükümlü tutulması gerekir. Bu durumda mahkemece, davalının ağır kusurlu bulunduğu veya ağır kusurlu olduğuna dair hangi delillere dayanarak yazılı gerekçeyle karar verildiği açıklanmadan davaya konu çekin iadesine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu sebeple davalı yararına BOZULMASINA karar vermek gerekmiştir."

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/14243 E. 2015/176 K. 12.01.2015 T. "Dava, çek istirdatı istemine dair olup, davacı lehtar çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri sürerek işbu davayı açmış, davalı ise çekin yetkili hamili olduğunu savunmuştur. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, davaya konu çekteki ciro silsilesi düzgün olup, aksi ispatlanamadığı için davalı taraf iyi niyetli yetkili hamil konumundadır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı T.T.K.nın 792 (6762 Sayılı T.T.K.nın 704.) maddesine göre, çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak kötüniyetle iktisap etmiş olması veya iktisapta ağır bir kusurunun bulunması halinde çeki iadeyle yükümlü olup çek istirdadına dair işbu davanın reddine karar vermek gerekirken istirdat isteminin aynı zamanda menfi tespit istemini de içerdiği kabul edilerek H.M.K.nın 25 ve 26. maddeleri hilafına olacak şekilde davanın menfi tespit davası gibi değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir."


Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/18597 E. 2015/8071 K. 10.06.2015 T.: "Somut olayda davacı B. Bi. K. şirketi ve birleşen davanın davacısı G. İplik şirketinin ticari defter ve kayıtları ve yetkililerin beyanları dikkate alındığında, taraflar arasında önceden beri süregelen ticari ilişki bulunduğu,dava konusu 15.000 TL'lik çekin bu ticari ilişki kapsamında G. İplik tarafından ciro edilerek davacı B. B. K. şirketine teslim edildiği, bu hususun her iki tarafın da kabulünde olduğu, çekin teslim edildiğine dair tutanağın da dosya kapsamında bulunduğu, çekin çalınması sonrası davacı şirket kayıtlarında çek bedelinin şüpheli alacaklar hesabına kaydedildiği, davacının beyanına göre çekin 27/04/2009 tarihinde çalındığı, kaldı ki bu tarih itibariyle çekteki ikinci cironun sahibi K. Otomotiv'in faal bir şirket olmadığı, G. İplik şirketi yetkilisinin beyanına göre de kendisinden sonra çekte cirosu bulunan K. Otomotiv ile aralarında herhangi bir ilişki olmadığı ve bu durumun ticari defter ve kayıtları ile de sabit olduğu, ancak çekin çalınması sonrasında çekte dört farklı şirkete ait cironun bulunduğu, son cirantanın kötüniyeti ispatlanamadığı sürece çek bedelini tahsil etmeye yetkili hamil olduğunun kabulü gerektiği, dosya kapsamında son ciranta D. Petrol'ün kötüniyetinin açıkça ispat edilemediği, ancak mahkemece dosya içeriğine ve alınan bilirkişi raporlarına göre davacının iddialarında haklı olduğu ve çekin yetkili hamili olduğunun kabulü ile davanın kabulüne karar verildiği tespit edilmiştir. 6762 sayılı TTK'nın ilgili hükümleri nazara alındığında, hak sahipliğini ispat vazifesi başlıklı 702. maddesine göre; cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde salahiyetli hamil sayılır. Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro takibederse bu son ciroyu imzalayan kimse çeki beyaz ciro ile iktisabetmiş sayılır. Aynı Kanun'un 704. Madde düzenlemesine göre de; çek, herhangi bir suretle hamilinin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı bir çek bahis mevzuu olsun, ister ciro suretiyle nakledilebilen bir çek bahis mevzuu olup da hamil hakkını 702nci maddeye göre ispat etsin çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisabetmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle mükelleftir. Yani kendi hakkı düzgün bir silsile ile birbirine bağlı cirolardan anlaşılan son hamil, çeki kötüniyetli veya ağır kusurlu olarak ele geçirdiği ispatlanamayan hallerde çeki geri vermeye zorlanamayacaktır." Öte yandan, Yargıtay kötüniyet ve ağır kusur konusuna da açıklık getirmiştir. Şöyle ki; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/5676 E. 2014/2748 K. 12.02.2014 T.: "6762 sayılı TTK'nın 704.maddesi,emre yazılı çeklerle ilgili olarak, hamile yazılı senetlere ilişkin MK.nun 903.maddesine paralel bir koruma sağlamaktadır. Buna göre,emre yazılı bir çek, herhangi bir şekilde önceki hamillerden birinin elinden çıktığı takdirde, çeki elinde bulunduran son hamile karşı,ancak,çeki kötü niyetle iktisap ettiği veya iktisabında ağır kusuru bulunduğu takdirde istihkak davası açılabilecektir. Kötü niyetten maksat, senedin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıktığını bilmek veya bilebilecek durumda bulunmaktır. Ağır kusur ise, -örneğin, hamilin hüviyetinin sorulmaması gibi-senedin iktisabında olağan özenin gösterilmemesini ifade eder. Yine, 6762 sy. TTK'nın 598/2.maddesindeki "poliçe hamilin elinden herhangi bir surette çıkmış bulunursa..." ibaresi, poliçenin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkmış olmasını, yani çalınmasını, tehdit ya da hile ile alınmasını, kaybedilmesini veya rıza ile fakat devri sakatlayan hukuki olgularla elden çıkmasını ifade etmektedir. Ancak senedi çalan veya hile ile hamilinden alan ya da bulan kişinin sahte ciro ile devretmesi halinde, bunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan; eş söyleyişle, kötüniyetli ve ağır kusurlu bulunmayan ( yeni) hamil korunur."

13 görüntüleme0 yorum

Comments


bottom of page