top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıAv. Faruk Tekdemir

Dövize Endeksli Konut Kredilerine İlişkin Uyuşmazlıklarda Tüketici Mahkemeleri Görevlidir.

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'da 4822 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle konut kredisi tüketici kredisi kapsamına alınmıştır. Dolayısıyla 4077 sayılı TKHK m. 23/1 gereğince konut kredilerindeki uyuşmazlıkların çözümünde Tüketici Mahkemeleri görevli hale gelmiştir. Her ne kadar 5411 sayılı Bankacılık Kanunu m. 142 gereğince Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli kılınmış ise de, 4077 sayılı Kanunun daha özel kanun olması nedeniyle uygulanması gerekmekte olup, 5411 sayılı Yasa'nın 142. maddesi uygulanamayacaktır.


BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 18. HUKUK DAİRESİ 2018/58 E. 2018/110 K. 25.01.2018 T. : "Davacı vekili; davalıların dövize endeksli konut kredisi kullandıklarını, borcun ödenmemesi üzerine giriştikleri icra takibine davalıların haksız itiraz etmeleri nedeniyle takibin durmasına sebebiyet verdiklerinden haksız itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davanın açıldığı İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesi yaptığı yargılama neticesinde; uyuşmazlığın konut kredi sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev nedeniyle usulden reddine yönelik karar tesis etmiştir.

Karar süresinde davacı vekilince istinaf edilmiştir.

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; harçtan muaf olduklarını, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 132, 143 ve 142 maddeleri gereğince alacağın Müflis .... Bankası A.Ş.İflas İdaresi tarafından açılmış olması ve söz konusu alacakların TMSF'ye ve TMSF tarafından davacı ... şirketine temlik edilmiş olması nedeniyle fon, fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bakılacağının düzenlendiğini, o nedenle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Dava, dövize endeksli konut kredisi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili yönünde başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine yöneliktir.

Dava tarihi itibariyle 4077 sayılı TKHK yürürlükte olup, bu Kanunda 4822 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle konut kredisi tüketici kredisi kapsamına alınmıştır. Dolayısıyla 4077 sayılı TKHK m 23/1 gereğince uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemeleri görevli hale gelmiştir. Her ne kadar 5411 sayılı Bankacılık Kanunu m.142 gereğince Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli kılınmış ise de, 4077 sayılı Kanunun daha özel kanun olması nedeniyle uygulanması gerektiğinden, 5411 sayılı Yasa'nın 142.maddesi uygulanamayacağından ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, dolayısıyla davacı tarafın istinaf talebinde haklı olmadığı kanaatine varılmıştır.

Bu itibarla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur."

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/22559 E. 2019/3921 K. 25.03.2019 T.: "Davacı, davalı bankadan dövize endeksli (... Yeni) konut kredisi kullandığını, süreç içerisinde ... Yeni kur değerinin öngörülemeyen biçimde iki kat arttığını, sözleşme imzalanırken yeterince bilgilendirilmediğini, aşırı ifa imkansızığı nedeniyle sözleşmeye müdahalenin şart olduğunu, ayrıca kredinin kullanımı ve ödemelerin devamı sırasında kendisinden değişik adlar altında kesintiler yapıldığını ileri sürerek; sözleşmeye müdahale edilerek uyarlanmasını, haksız kesintilerin iadesine karar verilmesini istemiştir.

Taraflar arasındaki sözleşmenin uyarlanması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı, davalı bankadan dövize endeksli (... Yeni) konut kredisi kullandığını, süreç içerisinde ... Yeni kur değerinin öngörülemeyen biçimde iki kat arttığını, sözleşme imzalanırken yeterince bilgilendirilmediğini, aşırı ifa imkansızığı nedeniyle sözleşmeye müdahalenin şart olduğunu, ayrıca kredinin kullanımı ve ödemelerin devamı sırasında kendisinden değişik adlar altında kesintiler yapıldığını ileri sürerek; sözleşmeye müdahale edilerek uyarlanmasını, haksız kesintilerin iadesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı banka vekili, davacının kendi iradesi ile döviz cinsinden kredi kullandığını, uyarlama koşullarının bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının toplam 91.753,32 TL borçlu olduğunun tespitine, ödemelerin aylık 1.146,91 TL (80 ay) olarak yapılmasına, kredinin kullanımı sırasında alınan 2.439,05 TL'nin davalıdan tahsiline, hesap işletim masrafına ilişkin talebin görevsizlik nedeniyle usülden, sigorta masrafına ilişkin talebin ise esastan reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.

1-Dava, yabancı para birimi üzerinden kullanılan konut kredisi nedeniyle, sözleşmeye müdahale edilerek koşullara göre sözleşmenin uyarlanması ile kredinin kullanımı ve taksit ödemelerinin devamı sırasında değişik adlar altında alınan masrafların iadesi isteklerine ilişkindir. Mahkemece, hesap işletim masrafı yönünden görevsizlik kararı verilmiştir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.

Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Yasada açıklandığı üzere Tüketici “bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan, veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişidir. Somut uyuşmazlıkta davacı davalı bankadan Jopon Yeni üzerinden kullandığı konut kredisi nedeniyle yapılan kesintilerin iadesini istediğine göre ve dosya kapsamına göre de, kredi taksitlerinin ödenmesi için açılan hesaba değişik tarihlerde yapılan kredi taksit ödemelerinden, hesap işletim masrafı adıyla bir kesinti yapıldığı anlaşıldığına göre, artık, bu masraf çeşiti bakımından görevsizlik kararı verilemez. Mahkemece, bu masraf bakımından da işin esasına girerek, bir karar vermesi gerekirken, görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir."


Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2014/45641 E. 2015/1785 K. 28.01.2015 T: "Davacı, davalı bankadan dövize endeksli konut kredisi kullandığını, başlangıçta taksit oranının 1.015 TL. iken daha sonra 2.390 TL. civarın çıktığını, ödeme dengesinin bozulduğunu, ayrıca kendisinden 1.650.00 TL. komisyon ve masraf adı altında para kesildiğini ileri sürerek dövizle alınan kredinin günün hal ve koşullarına uygun olarak uyarlanmasını ve 1.650 TL. masrafın davalıdan tahsilini istemiştir.

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı, davalı bankadan dövize endeksli konut kredisi kullandığını, başlangıçta taksit oranının 1.015 TL. iken daha sonra 2.390 TL. civarın çıktığını, ödeme dengesinin bozulduğunu, ayrıca kendisinden 1.650.00 TL. komisyon ve masraf adı altında para kesildiğini ileri sürerek dövizle alınan kredinin günün hal ve koşullarına uygun olarak uyarlanmasını ve 1.650 TL. masrafın davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalıya tebligat çıkartılmamıştır.

Mahkemece, dava değerinin 6502 sayılı yasanın 68. maddesi dikkate alındığında Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuruda bulunmasını zorunlu kılan miktarda olduğu ve bu miktar için mahkemeye dava açılmasının yasa gereği mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu'nun 68/1.maddesine göre; Değeri iki bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, üç bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyükşehir statüsünde bulunan illerde ise iki bin Türk Lirası ile üç bin Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamaz.Buna göre, Büyükşehir statüsünde bulunan illerde il tüketici hakem heyetleri 2000 TL’nin altındaki ve 3000 TL’nin üstündeki uyuşmazlıklara bakmayacaktır. Buralarda ikamet eden tüketicilerin, 2000 TL’nin altındaki uyuşmazlıklarda ilçe THH’lere, 3000 TL’nin üzerindeki uyuşmazlıklarda ise tüketici mahkemelerine gitmesi gerekecektir.

Somut olayda davacı sadece kredinin kullanılması sırasında kendisinden tahsil edilen 1650 TL. masrafa ilişkin talepte bulunmamış, dövize endeksli kredi kullandığını, dövizin aşırı yükselmesi nedeniyle dövize endeksli kredinin de günün şartlarına uygun olarak uyarlanmasını da istemiştir.Dava tarihi itibariyle 1650 TL. kredi masrafına bakma görevinin tüketici hakem heyetine ait olduğu anlaşılmakta ise de, davacının alınan masrafın iadesiyle birlikte dövize endeksli kredinin de uyarlanması talebinde bulunması nedeniyle uyuşmazlığın tüketici hakem heyetince çözümlemesi mümkün değildir.Hal böyle olunca mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup Bozma nedenidir."

9 görüntüleme0 yorum

Comments


bottom of page